Hayatımın ince çizgili dönemlerinden geçiyorum. Zamanı aştım geliyorum. Anlasınlar isterim kaybeden bir insanın mutlak gülüşlerinde acılarının saklı olduğunu.
Yalnızdım...
Biriyle sımsıkı sarılıp uyumak vardı. Geceler boyu sevişip, yenilememiz gerekti. Bu çağ da bu yalnızlık izin vermedi. Sıkışıp kaldım yalnızlık duvarları içinde. Dağlara çıkabilirdim. Rüzgarlara bırakabilirdim kendimi. Savrulduğum yerde belki de düşebilirdim birinin gözlerine. Ve tam olacağım zaman da ölebilirim. " Mutluyum " dediğim an'a denk gelebilirdi. Nasıl olsa Yalnızlık sahiplenmişti.
Zamanı durdurmak...
Yatakta izim kalacak. Bir iki tel saçım kalacak. Belki bir kaç not bulursunuz. Yaşadığım sistem hatası hayatın kronik arızalarına değindiğim. Belki de zamanı en umutlu anında tuttuğum dileğin hikayesini bulursunuz. Mutlu olduğum dakikalardır işte o kırıntılarım. Yıllar sonra mutlu bir gecenin sabahın da olacakları söylüyorum. Tanrı zamanı durdurmalıydı.
Yalnızlığı hissettim...
Yüzlerce insan arasından geçip, yüreğimin kimseye değmediği anda yalnızlığımı anlamıştım. Sevmek ve sevilmek ayrı şeylerdi. Bunu hayatımıza giren veya girmeyen insanlar da hissettiğim-iz olmuştu-r. Birbirini yeniden canlandıran insanlara denk gelemediğim içindir belki de bu hissim. Hüznümü saklamaya çalıştıkça,hislerimin çukuruna daha çok gömülüyorum. Bu yalnızlık hissinde herkesin bir harfi yazmışlığı vardır.
Aziz Bey...
Yaşanmış zamanlar film şeridi gibi geçiyor. Beni sev demeyeceğim Aziz Bey. Beni sevsinler de diyemem. Unutamamak,yalnızlık ve zaman hiç acıtmamalıydı. Böylesi daha iyi olabilirdi Aziz Bey. Geçtiğimiz bir zaman da oturduğumuz meyhane de bir söz söylemiştin Aziz Bey. Hatırlıyor musun ?
" Zaman ve Yalnızlık birbirine girdiğinde, gülüşler rakı'ya katılan su olur. " demiştin Aziz Bey.
Haklıydı...
Yorumlar
Yorum Gönder