Ana içeriğe atla

Kayıtlar

bahar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hatırlamak İstemiyorum

  Seni her gördüğüm de birazdan öpecek dedim. Olmadı. Sarılırsın diye umutlandım. Olmadı. Seni her gördüğüm de yeniden hatırlamak istiyorum. Sen ise kaybetmeye geliyorsun. Gidişlerin canımı yakmaya başladığı için yorgun düşüyorum. Hatırlamak,gecenin ağırlığını nefesime yüklüyor. Boğuluyorum,uyanamıyorum ve adından başka bir şey dilim de dönmüyor. Kaybetmenin resmini çiziyorum. Vazgeçemiyorum… Sen suçsuz, bense sana gelirken kanlı kavgalardan çıkıp geldim. Senin için verdiğim savaşların izleriydi. Sanırım suçluyum. Benden kaçmana gerek yok. Çünkü başka bir kaçışı daha kaldıracak umutlarım yok. Yanlış adreslere uğradığım oldu. Yılların kovaladığı ömrüm de gülüşüne uğradığım an,kalbimde sessiz melodiler çaldı. Aşk kelimesini ilk orada sözlüğüme eklemiştim. Bu sefer yanlış adres değil. Şimdi tam 12’den vurdum… Öyle değilmiş, sonradan anladım. Benim seni hatırlamak istemem,senin ise kaybetmek istemenin huzursuzluğun da ve bulutların kalbime yağmaya başladığında anlamıştım. Sen ne yapsan ağl

Zaman Yalnızlık ve Aziz Bey

Zaman... Hayatımın ince çizgili dönemlerinden geçiyorum. Zamanı aştım geliyorum. Anlasınlar isterim kaybeden bir insanın mutlak gülüşlerinde acılarının saklı olduğunu. Yalnızdım... Biriyle sımsıkı sarılıp uyumak vardı. Geceler boyu sevişip, yenilememiz gerekti. Bu çağ da bu yalnızlık izin vermedi. Sıkışıp kaldım yalnızlık duvarları içinde. Dağlara çıkabilirdim. Rüzgarlara bırakabilirdim kendimi. Savrulduğum yerde belki de düşebilirdim birinin gözlerine. Ve tam olacağım zaman da ölebilirim. " Mutluyum " dediğim an'a  denk gelebilirdi. Nasıl olsa Yalnızlık sahiplenmişti. Zamanı durdurmak... Yatakta izim kalacak. Bir iki tel saçım kalacak. Belki bir kaç not bulursunuz. Yaşadığım sistem hatası hayatın kronik arızalarına değindiğim. Belki de zamanı en umutlu anında tuttuğum dileğin hikayesini bulursunuz. Mutlu olduğum dakikalardır işte o kırıntılarım. Yıllar sonra mutlu bir gecenin sabahın da olacakları söylüyorum. Tanrı zamanı durdurmalıydı. Yal

Ölümü Bekliyorum

Zaman ilerliyor... Ve sonra ölümü bekliyorum. Bir gün aradığım çoğu şeyi bulamayacağım. Kavuşmalarımı, özlemimi, sevdamı ... yaşadığım bütün hislerimi bulamayacağım. Zaman ilerliyor... Ve sonra ölümü bekliyorum. Seni unutamamanın acısını biliyorum. Yalnızlığımı, seni hatırladıkça hissediyorum. Alışkanlık yapacak. Korkuyorum. Bu yalnızlık sensizliği kapatacak. Ve sen geldiğin de, ben olmam korkusu ile yaşıyorum. Zaman ilerliyor. Ve sonra ölümü bekliyorum. Koşuyordum. Hiç durmadan koşuyordum. Kalbim bıçak yarası sızısında. Tenhalar da saklandım. Durmak istedim. Kalabalıktan uzak dursam, aklımı,kalbimi sensizliğe alıştırırım dedim. Tam alıştım dediğim zaman, bir yağmur başlıyor. Yağmurlu havalar da dudaklarımı öpmeyi severdin. Aklıma geldin. Unutmama bile fırsat vermiyordun. Sevgilim Merhametsizdin... Nereye kadar gidecekti anıların. Durdurmalısın bu duygularımı. Ben unutmalıyım. Zaman ilerliyor...

Korkusuz Sevda İşçisi

Özlemim karışmış yüzüme. Saç,sakal bir karış, düşlerim düşmüş akında, umutlarım karışmış tozuna, yanan sigaramın sarı dumanı, hiç sorgusuz sualsiz kabul etmiştim. Gitmiştim gurbet ellere. Gitsem vurulsam oralarda. Vurulsam,kaybolsam yaban ellerde. Çırılçıplak düşsem son umutlarıma. Vakit daralsa şimdi, son sigaramı çeksem içime, çeksem,kalkamasam, kalkamadıkça senli düşlerime gömülsem. Uyanmasam... Ruhum bir mısra çekiyor seni. Ölümün tadı vuruyor şimdi dilime. Ellerim titrek,kalemim korkusuz,şakaklarım buz... Bir ben uyudum burada. Bir de dipsiz kuyuda yatan yetimler. Anadoluydum ben. Umut doluydum,nazlı seher sabahlarına uyanırdım. Şimdi göçüp gitmişim. Büyük şehirlerin gri,soğuk havalarına karışmışım. Düşmesem senin hayallerine, gözlerine inanmasam, Ben Anadoluydum. Seher vakti leylim leylim. Adın geçince titreyen dudaklarım. Ve ben korkusuz sevda işçisi, yoluna hasret yolları yapan. Yaram derine gider. D

Sadece Gülüşünden Öptüm

Soruyu soru halinde bırakıp,öylece bırakıp çekip gitmişliğim var.Ortak bir acı varken bunu sadece derinden hisseden ben isem bütün sorulardan,cevapsız şekilde kaçma yetkim vardır.En azından kendime o yetkiye vermiştim.Birinin peşindeyim ben.Şimdi durup düşünemem O'nsuz soruları ve cevabı "O" olan hiç bir soruya cevap vermem.Canımın daha çok yanmasına izin veremem.Kanayan yüreğimi daha çok fırtınaya koyamam. Rüzgar'a dur! Yağmur'a yağma! Güneş'e doğma! demek aklımın kaybedişinin ilk belirtisiydi.Benden uzaklaştıkça,bana ait olan hisler topluluğumu çalıp giderken,normal şekilde yaşıyor olmamam o kadar belliydi ki, bu kaosun ortasın da en çok aklımı ve hislerimi kaybetmiştim.Senin hakkında yazmamaya çalıştıkça,sürekli içmeme,kendime kilitlenmeye,bağırmaya,şehrin gri cephesine bomba yağıyor gibi acı çekmeye devam ediyorum. Benim bir suçum yoktu.Sadece gülüşünden öptüm. Evet.Bilmiyordum.Dünya da ki bütün acıların toplamı senin gidişine denk gelec

Ve Herkes Yalnız Kalıyor

Mutlu edeceğim bahara doğru koşuyorum. Huyumdur nice sen'li zamanlara ayırdım, bu güzel baharları. Yaşamın düşlerin arasından, sana inanarak geldiği, bahar kokusundan bahsediyorum. Yaprak dökerken bedenim, senin için mutluluğa koşuyor ruhum. İnanıyorum ! Yaşamak, seninle güzeldi. " Sonra bir şeyler oldu... Anlamadım. Kaybediyordum. Düşlerimin silinmesini sağlıyordun. Ve fark ettim ki Gidiyorsun. " " Zaman durmaz ! " derlerdi. İnanmazdım ! Bu iki kelimelik cümleyi söyleyenler haklıydı. Zaman gerçekten durabiliyor. Gittiğini hissetmeye böyle başlamıştım. Adını söylüyorum, cevap yok. Sabah kalkıyorum, yanım boş. Çay demliyorum, doldurduğum ikinci bardak hiç bitmiyor. Ve bir gece kokunu alamadığımı fark ettim. İşte o zaman anladım ki, zaman durmuş, sen gitmişsin, ben Yalnız kalmışım. Hayatımda ki en büyük acının o gün geldiğini hissettim. Bütün kemiklerim sanki kırılmış, kalbimi iki avucunun içine almışta birisi tüm gücü ile sıkıyordu. Tanrım ! bu kadar